5 ARALIK DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ
Baromuz Dünya Kadın Hakları Günü'nde Duyarlılığını Birkez Daha Gösterdi.
Kadın Hakları Komisyonuyla kadınlara yönelik etkin çabalarda bulunan Baromuz, kadın haklarına dikkat çekildiği 5 Aralık’ta konuya ilişkin hassasiyetini bir kez daha kamuoyuyla paylaştı. Cumhuriyet meydanında düzenlenen günle ilgili törene Baro Başkanımız Av. Bülent Şarlan başta olmak üzere Kadın Hakları Komisyonu Başkanımız Av. Güneş Pehlivan, Yönetim Kurulu Üyelerimizden Av. Şennur Tarak ve Av. Şerefnur Çakır Demirtaş katıldı. Tören hazırlanan basın bildirisi komisyon başkanımız Av. Güneş Pehlivan tarafından okunmasıyla sona erdi. Kadın Hakları Komisyonu Başkanımız Av. Güneş Pehlivan'ın yaptığı konuşma şu şekildedir;
Dünyanın en büyük ve en asil devrimlerinden birini gerçekleştirmiş olan Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından dokuz ay önce, 1923’ün Şubat ayında, "Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir." sözleriyle emsalleri çok az olan, temelinde eşitlik ve hümanizm bulunan bir toplumsal reform amacını ortaya koymuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1926 – 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimleri’nin büyük bir bölümü, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir.
Bu bağlamda, kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde birçok değişiklik yapılarak; 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.
Genç Cumhuriyet, Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kaleme alan Fransız kadın hakları savunucusu yazar Olympe de Gouges’a ve tüm hak savunucularına, Fransa’dan, İtalya’dan, İsviçre’den çok önce kulak vermiştir. Günümüzde gelinen noktada ise, kadınların karar mekanizmalarına katılım oranının, Dünya sıralamalarının liste sonlarında yer almamıza neden olacak kadar düşük olduğunu görmekteyiz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 1935 yılında ilk kez seçilme hakkını kullanan 18 kadın milletvekiliile, Türkiye Cumhuriyeti, kadının mecliste temsil oranı bakımından dünyada 2. sırada yer almış iken, günümüzde, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişim Raporuna göre Türkiye, kadınların politik ve ekonomik hayatta yer almaları bakımından 186 ülke arasında 92. sırada bulunmaktadır.
23. Dönem kadın milletvekili oranı %9 iken, bu oran 24. dönemde %14’e çıkmıştır. Böylece, önceki dönem 50 olan kadın milletvekili sayısı 78’e yükselmiştir. Artış umut verici olsa dahi, Avrupa ülkelerinde meclisteki en düşük kadın temsiliyeti oranından daha düşük bir orana sahip olmamız ulusal ayıbımızdır.
Kadınlarımızın kendi kaderi ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinin yolu siyaset yapabilmekten geçmektedir. Siyasette eşit temsil edilmek, yalnızca bir kadın-erkek eşitliği sorunu değildir. Yüksek medeniyete, sosyo-ekonomik düzeye ve yüksek demokrasiye erişmişlik sorunudur.
Bu nedenlerle;
* Kadınların iş ve siyaset alanlarında var olsalar bile karar mekanizmalarında ve üst düzey yöneticiliklerde yeterince yer alamaması, ekonomik gücün hala erkek elinde toplanması ve siyaset yapmanın ekonomik bir rahatlık gerektirmesi gibi kadının sosyal ve siyasal yaşama katılımındaki fiili engellerin önüne geçilmesi,
* Anayasa ve seçim yasalarında kadın ve erkeğin fiili eşitliğini sağlayacak mekanizmaların yer alması,
* Karar alma mekanizmalarında yer almaları için, idealde %50 kadın kotası hedeflenerek, en az yüzde 30 kadın kotası uygulaması,
* Kadın lehine benzer kota uygulamalarının, kamu ve özel işyerlerinde işe alımlarda, atama ve yükselmelerde de hayata geçirilmesi,
* Gerçek demokrasi için mecliste ve tüm karar mekanizmalarında eşit temsil ve eşit katılımın sağlanması taleplerimizdir.
Bu ülkede “Gelecek”, kadınlarla gelecektir.
Seçme ve seçilme hakkımızı elde etmenin 79. yılını kutluyor, kadının sosyal, ekonomik ve siyasal platformlarda hak ettiği yere ulaşması ile demokratik, çağdaş ve barışçıl bir Türkiye Cumhuriyeti hedefimizi bir kez daha dile getiriyoruz.
Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Çanakkale Barosu
Kadın Hakları Komisyonu Başkanı
Av. Güneş PEHLİVAN