&S220;Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesi&S220;
Tarih: 5.12.2014 | Okunma Sayısı: 1772
 
 
 

"TÜRK KADININA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİ"

 

“5 Aralık 1934’de yürürlüğe giren Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 80. Yılı münasebetiyle Cumhuriyet Meydanında tören düzenlendi.

 

Törene, Baro Başkanımız Av. Bülent Şarlan, Baromuz Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Güneş Pehlivan ve meslektaşlarımızdan Av. Şennur Tarak katılarak Atatürk Anıtına çelenk sunumu yapıldı.

 

Baromuz Kadın Hakları Komisyonu'nun günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı basın açıklaması;

 

Dünyanın en önemli toplum reformlarından birini gerçekleştirmiş olan Mustafa Kemal Atatürk;  “Demokrasi esas itibariyle siyasi mahiyettedir. Demokrasi, bir sosyal yardım veya bir iktisadi teşkilat sistemi değildir. Demokrasi maddi refah meselesi de değildir. Böyle bir nazariye, vatandaşların siyasi hürriyet ihtiyacını uyutmayı amaçlar. Bizim bildiğimiz demokrasi, bilhassa siyasidir; onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki denetimi sayesinde, siyasi hürriyeti temin etmektir” sözleriyle, demokrasiyi, günümüzde görüldüğü gibi asıl anlamından saptırarak veya ona farklı içerikler yükleyerek değil, esas anlamında; yani “özgürlükçü ve bağımsız bir siyasi demokrasi” olgusunu ifade etmek üzere kullanmıştır.

 

Özgürlük ve bağımsızlık temelleri üzerine kurulmuş olan genç cumhuriyet; demokrasinin, katılımcılığın ve eşit temsil ilkelerinin esaslı unsurlarından biri olan; Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkını Fransa’dan, İtalya’dan, İsviçre’den daha önce tanımıştır.

 

Bu bağlamda, kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde birçok değişiklik yapılarak; 1930 yılında belediye seçimlerinde seçme, 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 1935 yılında ilk kez seçilme hakkını kullanan 18 kadın milletvekili ile, Türkiye Cumhuriyeti, kadının mecliste temsil oranı bakımından dünyada 2. sırada yer almıştır. Günümüzde, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ve Parlamentolararası Birlik (IPU) tarafından açıklanan “2012 Siyasette Kadın Haritası”na göre Türkiye, Meclis’te kadın temsili oranında 88. sırada gelmekte, kabinede temsil edilme oranlarına bakıldığında ise %4 temsil oranı ile 90. sırada yer almaktadır.

 

Anılan veriler, günümüzde, Avrupa ülkelerinde meclisteki ve kabinedeki en düşük kadın temsiliyeti oranından daha düşük bir orana sahip olduğumuzu, cumhuriyetin erken başladığı bir yarışta, sonradan geride kaldığımızı göstermektedir.

 

Cumhuriyetin yapı taşlarından biri olan demokrasi özgürlüğü, yok etmek özgürlüğü değildir. Demokrasi, toplumda barışı güvence altına almak için uzlaşma ve denge zeminidir. Dolayısı ile demokratik toplum, ancak toplumun tüm unsurlarının karar mekanizmalarına katılımı ile kurulabilecektir. Toplumun yarısını oluşturan kadınların, toplumsal yaşama ve siyasete erkekler ile eşit düzeyde katılımı sağlanmadıkça çağdaş demokrasinin varlığından söz edilemeyecektir.

 

Siyasi alandaki cinsiyet eşitliği, ancak siyasi temsilin, hukuki, sosyo-ekonomik ve kültürel politikalarla bütünleşmesi ile sağlanabilir. Kadınlara pozitif ayrımcılık getiren uygulamalar, siyasette görece bir eşitlik sağlamakta etkili olsa da, ülkemiz adına, bu uygulamaların sosyal politikalarla desteklendiği çoğulcu yapılar hedeflenmelidir.

 

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 80. Yılını kutlarken, Mustafa Kemal Atatürk ve fikirdaşlarını saygıyla anıyor, Türk kadınları olarak temel değerlerimizi korumaya kararlı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz.

 

Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

 

                                                                            ÇANAKKALE BAROSU

                                                                     KADIN HAKLARI KOMİSYONU

  
 
 
 
 
 
 
20.09.2024
AV. HANDE KESKİN
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.