ANAYASANIN İKİNCİ KEZ İHLALİNİ DEĞİL, MESLEKTAŞIMIZ AV. ŞERAFETTİN CAN ATALAY'IN TAHLİYE EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ!

Hatırlanacağı üzere Anayasa Mahkemesi, 2023/53898 Esas sayılı kararıyla Hatay milletvekili seçilen meslektaşımız Av. Şerafettin Can Atalay'ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi güvenliği ve hürriyeti hakkının ihlal edildiğine karar vermiş; ihlal kararı kendisine ulaşan derece mahkemesi İstanbul 13. Ağcm dosyayı bu konuda bir karar verilmek üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne göndermiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise Anayasa Mahkemesi'nin meslektaşımız Can Atalay'ın başvurusu kapsamına verdiği hak ihlali kararına uyulmamasına ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek hukuk tarihimizde bir ilke imza atmıştır.

Konu ile ilgili daha önceki açıklamalarımızda da önemle belirttiğimiz üzere Anayasamızın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları kesin olup; yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bu nedenle yargılamayı yapan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevi dosyayı Yargıtay'a göndermek ya da Anayasa Mahkemesi'nin kararının uygunluğunu ve yerindeliğini tartışmak değil, mahkemenin tespit ettiği hak ihlallerinin sonuçlarını ortadan kaldırmaktır.

İşte tam da bu noktada Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Anayasa Mahkemesi Kararına uymama gibi mevzuatta yeri bulunmayan bir karara imza atması nedeniyle Av. Şerafettin Can Atalay'ın avukatlarınca yapılan ikinci başvuru neticesinde Anaysa Mahkemesi, Resmi Gazete'de 27.12.2023 tarihinde yayımlanan kararı ile başvurucu meslektaşımızın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının, ayrıca Anayasa'nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ikinci kez İHLAL EDİLDİĞİNE karar vermiştir.

Karar metninde de vurgulandığı üzere, Anayasa ve kanunlar, Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirme yükümlülüğü altında olan kamu makamlarına ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine dosyayı farklı bir yargı merciine gönderme yetkisi vermediği gibi herhangi bir yargısal makama Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını ve yerindeliğini tartışma yetkisi de vermemektedir.

Sonuç olarak gerek derece mahkemesi gerekse Yargıtay tarafından Anayasa Mahkemesi'nce tespit edilen ilk hak ihlali kararının gereğinin yapılarak ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması gerekirken aksi yönde karar verilmesi ikinci bir hak ihlaline sebebiyet vermiş; bu da uzun bir süre hafızalardan silinmeyecek hukuksuz bir uygulamaya yol açmıştır.

Bir kez daha İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ni ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ni hukukun üstünlüğüne ve Anayasamıza UYMAYA davet ediyor; milletvekili olarak seçilen meslektaşımız Av. Şerafettin Can Atalay'ın uğradığı hak ihlallerinin sonuçlarının ortadan kaldırılarak kendisinin biran önce TAHLİYE EDİLMESİNİ talep ediyoruz.