Baro Başkanımız Av. Bülent Şarlan&S217;ın Adli Yıl Açılış Konuşması
Tarih: 2.09.2014 | Okunma Sayısı: 1956
 
 
 
 
BARO BAŞKANIMIZ SAYIN AV. BÜLENT ŞARLAN’IN

2013-2014 ADLİ YIL AÇILIŞ TÖRENİ KONUŞMASI

 

      Hukuku ve adaleti tesis etmek için gayretle çabalayan ve savunma adına dik duran meslektaşlarımı,Hakimlerimizi, Savcılarımızı, Yazı İşleri ve İcra Müdürlerimizi, Katiplerimizi, Mübaşir ve hizmetlilerimizi, tüm değerli yargı çalışanlarını bu özel gün nedeniyle kutluyor ve tüm içtenliğimle selamlıyorum.

 

      2 gün evvel,özel ve anlamlı bir bayramı kutladık. Çanakkale’de tohumu atılan, Samsun’da filizlenen, Havza ve Amasya’da kök salan, Erzurum ve Sivas’da kuvvetlenen bir milletin, emperyalistlere ve güdümündekilere karşı kazandığı büyük zaferi andık. Bu sebeple yıllar önce yine böyle bir günde, 1 Eylül tarihinde Çanakkale’ye gelen Atatürk başta olmak üzere, silah arkadaşlarını ve kurtuluş savaşı şehitlerini şükranla ve saygıyla anıyorum.

 

    “BARIŞ, ADALET TEMELİ ÜZERİNE YÜKSELİR”

 

      Bu gün aynı zamanda 1 Eylül, Dünya Barış Günü’dür. Gerek ulusal, gerek uluslararası düzeyde savaşı sonlandıracak ve barışı sağlayacak unsur ADALETTİR.

 

      Dünya gündeminde yer alan Amerika’nın Ferguson kentindekiolaylar,hukukgaspından sonra ortaya çıkmıştır. Ferguson olayları, adalet sarsıldıktan sonra nasıl kavga ve kaos ortamının doğduğunu bizlere gösteren bir vakadır.

 

    100 yıl evvel, Çanakkale’de, emperyalistlerin hukuksuzluğuna karşı direniş de bu karakterde bir savunmadır.

      Bu sebeple ifade etmeliyiz ki BARIŞ, adalet temeli üzerine yükselir. Bunun için buradaki avukatlarımız,hakimlerimiz, savcılarımız ve tüm yargı çalışanları sadece adaletin sağlayıcıları değil, BARIŞIN DA KORUYUCULARIDIR.

 

“HUKUKSUZ BİR DEVLET, ADALETSİZ BİR HUKUK İSTEMİYORUZ.”

 

      Geçen yıl yine bu kürsüdeki konuşmamda, hukukun sorunlarıyla ilgili 3 dileğimi paylaşmıştım. Maalesef bu 3 dileğimin de yerine gelmediğini ve sorunların devam ettiğini görüyorum.

 

    Bunlardan ilki“Adalet Dolu Bir Yıl Temennisi”ydi. Bunun gerçekleşmediği maalesef görüldü. Birleşmiş Milletler’in de dikkat çektiği KEYFİ TUTUKLAMALAR,Avrupa Konseyi’nin bu yıl içinde yayınladığı “YARGIYA MÜDAHALE RAPORU”,  Yürütmenin kendi istediği YARGIYI oluşturma çalışmaları, sahte delillerin üretildiği soruşturmalar, bu soruşturmalara bağlı olarak karar veren mahkemeler ve benzeri olaylar geride bıraktığımız adli yılın arzuladığımız gibi geçmesini engelledi.

 

      İkinci dileğim,“Adalet Mekanizmasının Daha Hızlı İşlemesi”ydi. Maalesef bu da olmadı. Bu sorunu gidermek adına yapılan girişimler, sorunu çözmek yerine Türkiye’yi kanunlar ve hukuki metinler çöplüğüne dönüştürdü.

 

      Üçüncü dileğim“Savunmaya Saldırıların Bitmesi”ydi. Oysa, tam aksine savunmaya saldırılar daha da arttı. Eskiden birey eliyle avukatlar saldırıya uğrarken, geçtiğimiz adli yılda bu durum boyut değiştirerek kurumsal bir hâl aldı. Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin yargılanması çok düşündürücü ve hukuk devleti açısından üzücüdür.

 

      Tutmayan dileklerimizin sonrasında savunma olarak bu yılda tekrar haykırıyoruz.

 

Hukuksuz bir devlet, adaletsiz bir hukuk istemiyoruz.

 

Avukatsız bir adaleti de kabul etmiyoruz.

 

    “AVUKATLAR, AYRICALIK BEKLENTİSİNDE DEĞİLDİR”

 

      Yargının değerli mensupları ve kıymetli misafirler,

 

      Beklentilerimiz ortadayken, aklımıza gelmeyenin başımıza geldiğini söylemek isterim. Maalesef,Adalet Bakanlığı’nın Yeni Avukatlık Kanun Taslağı bu duruma somut birörnektir. Bu kanun taslağı gelinen nokta itibariyle hukuk mantığına aykırı maddelerle doludur. Bu kanun taslağına göre;

 

*Avukatlık stajına kabul ve mesleğe kabulde yapılacak sınavlarda meslek örgütü olan Barolara söz hakkı verilmemektedir. Avukatlık sınavının Adalet Bakanlığı tarafından yapılması, yürütmenin yargıya müdahalesi anlamına gelmektedir. 

 

* Bir diğer konu; Türkiye Barolar Birliğine ve Barolara verilen “Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak” görevi ile ilgili dava açma, açılmış davalara katılma hak ve yetkileri elimizden alınmak istenmektedir. Bu yetkilerin Barolardan alınması, hukukun üstünlüğü ilkesinden vazgeçmek, temel hak ve özgürlükleri rafa kaldırmak demektir. Unutmayalım ki, bugün Türkiye’de bu kavramlarda toplumsal bilinç oluşmuşsa bunda büyük pay, AVUKATLARIN VE BAROLARINDIR.

 

* Bu kanun taslağında, “Avukatlığa Kabuldeki Engeller” maddesinin içi boşaltılmış, baroları maddi açıdan zor durumda bırakacak maddeler eklenmiştir.

 

Birçok sorunla dolu kanun taslağının,Türkiye’deki 79 baro ve 85 bin avukatın ihtiyaçlarını karşılayacak hale getirilmesini bekliyoruz. Şunu herkes bilmelidir ki;Ayrıcalık beklentisi içinde değiliz. Vatandaşlarımızın hak arama özgürlüğünün peşindeyiz.

 

     

 

“GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN YÜCELMESİNİ BEKLİYORUZ”

 

          Konuşmamın başından itibaren bahsettiğim konular sizler tarafından da bilinmekte olan GÜÇLER AYRILIĞI İLKESİNİN ülkemiz açısından ne kadar gerekli olduğunu akıllara getirmelidir.

 

      YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI ERKLERİ birbirinden bağımsız olmalıdır. Birbirinin görev alanına girmemelidir. Yürütmenin, yargıyı kontrol altına alarak kendi lehine tavır takınmasını istemesi her zaman ağır sonuçlar doğurmuştur.

 

      Türkiye’de vatandaş, medyatik soruşturma ve davalarda,“bu soruşturmanın savcısı acaba hangi tarafın savcısı, karar veren hakim acaba hangi tarafın hakimi ?” sorularını soruyor.

 

      Türkiye’de vatandaş, artık,  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerini merak ediyor. Böyle bir durumda, siyasetin kendine çeki düzen vermesi ve güçler ayrılığı ilkesini yüceltmesi gerekir.

 

“FEYZİOĞLU’NUN KONUŞMA YAPIP YAPMAMASININ TATRIŞILMASI DAHİ ÜZÜCÜDÜR”

 

      Adli yıl açılış törenleri, yargının güncel sorunlarının kamuoyuyla paylaşıldığı bir gündür.Savunmanın temsili, sorunlarının dile getirilmesi adına bu törenler anlamlıdır. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu’nun Yargıtay’ın düzenlediği Adli Yıl Açılış Töreninde konuşma yapıp yapmayacağının tartışılmaya açılması dahi üzüntü vericidir.

 

      Kamuoyunun malumudur ki yargının üç önemli unsuru sav, savunma ve hükümdür. Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinde “…Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder…” denilmektedir.

 

      Dolayısıyla yargının sorunları sadece savdan, sadece hükümden ibaret olmayıp bu sorunların paylaşımında ve çözümünde SAVUNMA da vardır.

 

    BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜMÜZ YÜCELMELİDİR

 

      Biz avukatlar; insan haklarına saygılı, laik ve sosyal bir hukuk devleti prensiplerine bağlı  parlamenter demokratik sisteme inanıyoruz. Hukuk devletini, her şeyin üzerinde görüyoruz. Arzuladığımız demokrasi; dinlemeyi de bilen, yerelden beslenen, aşağıdan yukarıya doğru bir demokrasidir. Biz, farklı görüşlere ve yaşam tarzlarına saygılı olunmasını bekliyoruz. Bunu sadece hukuk için değil her konuda arzuluyoruz. Ayrımcılık ilkelliğinin değil bir arada yaşama kültürünün yüceldiği bir ülke arzuluyoruz.

 

    “YARGI, KOLLUĞUN ADALETİNE TERK EDİLMİŞTİR”

 

      Gelgelelim vardığımız noktada yargı, kolluğun adaletine terk edilmiştir.Soruşturmasına göre polis, polise göre savcı, savcıya uyumlu hakim aranmaktadır. Yargı mensupları, yasal düzenlemelere rağmen beğenilmediklerinde tayin edilebilmektedir.

 

      Atatürk, “Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin, devlet olarak varlığı kabul edilemez.”der.

 

      Biz avukatlar da; adalet kuvvetinin dış ve iç etkilerden uzak olması gerektiğine inanıyoruz. Sosyal bir hukuk devletinde yargı ve yargıç bağımsızlığı ile adil yargılanma hakkının hayati önem taşıdığını savunuyoruz.

 

    “BAROMUZ, 64 YILDIR ADALET İÇİN ÇABA SARF EDİYOR”

 

          Avukatların söylediğim bu hususlardaki dirençlerinin, çabalarının devam edeceğini herkes bilmelidir. Çünkü Avukat; farklı bakış açısına sahip bir sorgulayıcıdır. Çünkü Avukat; halkın hukuktaki yansıması, yargılamayı adil ve güvenilir kılandır. Çanakkale’deki meslektaşlarım da bunun için çalışırlar. Çanakkale Barosu da bu iradenin kurumsallaşmış halidir. Baromuz, 64 yıldır adalet için, savunmanın saygınlığı için çaba sarf etmektedir.

 

      Çanakkale Barosu, mesleki seminerler, eğitimler, paneller, yerel, bölgesel ve ulusal çaplı toplantılar, kültürel ve sanatsal aktiviteler, yayınlar ve daha nice çalışmaya imza atmış, çevresel değerlerden hukuksal değerlere kadar birçok konuda duruş ortaya koymuştur. Huzurlarınızda yönetim kurulundaki arkadaşlarım başta olmak üzere, kurullarımıza, komisyonlarımıza, tüm meslektaşlarımıza ve Çanakkale Barosu çalışanlarına teşekkürlerimi sunuyorum.

 

      Sözlerimi tamamlarken, ömürlerini adalete adayan ve 2013 Eylül ayında yitirdiğimiz Gelibolu Avukatlarımızdan Mustafa Turhan Tan ile 2014 Nisan ayında kaybettiğimiz Çan avukatlarımızdan Ahmet Yürük’e Allahtan rahmet ve hukuk camiasına başsağlığı diliyorum.

 

      Öte yandan Çanakkale’de hukukun tüm kural ve değerleriyle yaşaması için bu yıl göreve başlayan Çanakkale Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Hikmet Turan’a, Adalet Komisyonu Başkanı Sayın Ahmet Nazmi Alp’e,İdare Mahkemesi Başkanı Sayın İbrahim Aydoğdu’ya,Çanakkale’de yeni göreve başlayan tüm hakim ve savcılarımıza hoş geldiniz diyor hayırlı olsun dileklerimi sunuyorum.

 

“ÇANAKKALE ADALET SARAYI İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI HIZLANDIRALIM”

 

      Malumunuz Adliye binamızın fiziki şartları yetersiz olup, ihtiyacı karşılayamaz bir durumdadır. Yeni adliye binasının yeri hazır olup,projesi çizilmiş ve temel atılma aşamasına gelinmiştir.  Aldığımız bilgiler doğrultusunda 2015 yılı içerisinde de inşaat ihalesi yapılacaktır. Bu sürecin uzamasına izin vermeyelim,  en kısa sürede Çanakkale Adalet Sarayı’nın yapılmasını, şehrimize ve adaletin hizmetine kazandırılmasını hep birlikte sağlayalım.

 

      Büyük bir onurla başkanlığını yürüttüğüm Çanakkale Barosu Yönetim Kurulu’nun görev süresi önümüzdeki ay dolacaktır.

 

    2 yıl boyunca, meslektaşlarımla birlikte; hukuk ve adalet için özveriyle çalıştık, kurumsallaşma adına çok yol kat ettik.

 

      79 Baro içinde en başlarda olmaya çalıştık. Çalışmalarımızı baromuz web sitesinde görmeniz mümkündür.

 

      Bu vesileyle, 2 yıllık süreçte savunmaya ve onun örgütlü kurumsal gücü Çanakkale Barosu’na destek veren kurum, örgüt ve kişilere teşekkür ederken bu desteğin önümüzdeki süreçte de devam etmesini diliyoruz.

 

“SAVUNMASIZ DEVLET ESİR, SAVUNMASIZ ADALET İSE YETİMDİR”

 

      Konuşmamın sonunda şunları söylemek isterim;

 

      Savunmasız devlet esir, savunmasız adalet ise yetimdir.

 

      Devleti meşru kılan adalet, adaleti meşru kılan ise savunmadır.

 

      “Herkes için Adalet, Adalet için Avukat” diyerek yeni adli yılın, adalete yakışır ve adil bir yıl olması temennisiyle Çanakkale Barosu ve şahsım adına sizlere saygılar sunuyorum.

 

Av. Bülent ŞARLAN

Çanakkale Baro Başkanı

 
24.12.2024
AV. ARDAHAN DİKME
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.