Artvin’e, Kaçkarlara, Cerattepe’ye o eşsiz coğrafyaya yönelik, başta metalik madencilik olmak üzere tüm vahşi projelere karşı dimdik duran ve hukuksuzluğa karşı “hukuki” yollarla mücadele yürüten Artvin Barosu'na bağlı meslektaşlarımıza ve tüm doğasever Artvin Halkına selam olsun.

Tıpkı eşsiz Kazdağları'na yönelik saldırılar gibi eşsiz doğa harikası Cerattepe bölgesinde yapılması planlanan vahşi metalik madencilik faaliyetleri ve bu “talana” karşı bilinçli Artvin halkının maden projelerine karşı yürüttüğü haklı ve takdire şayan mücadelesi, güvenlik güçlerinin hukuka aykırı ve orantısız güç içeren müdahaleleriyle sönümlendirmek istenmektedir.

Çok yakından tanıdığımız ve benzer bir mücadele yürüttüğümüz Çanakkale’de de yargının kararlarına “rağmen” devam edilen kömürlü termik santral, metalik maden projelerde olduğu gibi Cerattepe’de de yargıya ve “hukuka” rağmen kolluk güçlerinden yararlanmak suretiyle hukuka karşı bir ayaklanmaya girişilmektedir. Bu ayaklanmayı vahametle izlemekteyiz ancak asla bıkma usanma mücadeleden kaçma niyetinde değiliz.

Artvin Cerattepe’de yapılması planlanan "Cerrattepe Bakır Madeni" projesi için verilen 18.07.2013 tarihli ÇED olumlu kararını iptal eden Rize İdare Mahkemesi, kesin ifadelerle kararının gerekçesinde, “Planlanan bu maden faaliyetinin hayata geçirilmesinin Artvin ilini yöre sakinleri açısından yaşam alanı olmaktan çıkaracağını, bu bölgede maden arama projesi ile bu projenin etkisi altında bulunan yaşam alanları ve koruma altındaki alanların bir arada olamayacağı kanaatine varılmış” olduğunu belirtmiştir. 

Rize İdare Mahkemesi'nin kararı bu kadar açıkken ve yasalara aykırı biçimde yeniden alınan ÇED Raporunun iptali için açılan Türkiye'nin en yoğun katılımlı çevre davası halen devam ederken; yani başlatılan hukuki süreç henüz sonuçlanmamışken, çevik kuvvet ekiplerinin, dolayısıyla karar mercicilerinde oturanların Artvin halkına karşı yürüttükleri baskı ve şiddeti kesin bir dille kınıyoruz. Artvin Halkının 25 yıldan uzun süren haklı mücadelesi şiddet uygulanarak bastırılmak istendiğini ancak demokratik toplumlarda bu yöntemlerin nihayete eremeyeceğini biliyoruz.

Çadır nöbeti tutarak, miting ve bilgilendirme çalışmaları yaparak yaşam alanlarına sahip çıkan, şiddete başvurmaksızın demokratik haklarını kullanan Artvin halkı, ülkenin pek çok noktasından getirilen çevik kuvvetlerle takviye edilen güvenlik güçlerinin şiddetine maruz bırakılmaktadır. 

Artvin halkı; “Çevre korunmasını devlet ve halk birlikte yapar” hükmünü içeren Anayasamızın 56. Maddesinde belirtilen hak ve ödevini yerine getirirken kendilerine uygulanan bu şiddetin, her hukuki alan ve mecrada, yeri geldiğinde uluslararası hukukta mahkum olacağına inancımız tamdır. 

Günümüzde dayatılan enerji ve madencilik politikalarının evrensel ve anayasal yaşam hakkına, yine anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası normlarla koruma altına alınmış sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına, açıkça aykırılık teşkil ettiğini bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Kazdağlarından Kaçkarlara, Cerattepe’ye selam ediyor, haklı yaşam mücadelesinde Çanakkale Barosu olarak tüm Artvin halkının yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 

                                                                        ÇANAKKALE BAROSU