KAZDAĞLARI VE SİYANÜRLÜ ALTIN MADENCİLİĞİ
13.NİSAN.2013
Sayın VALİM,
Sayın MİLLETVEKİLİM,
Sayın TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANIM,
BAROLAR BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİ,
ÇEVRE KOMİSYONU ÜYELERİ,
Sayın BELEDİYE BAŞKANIM,
Değerli BARO BAŞKANLARIMIZ,
Kıymetli MESLEKTAŞLARIM,
Bizleri onurlandıran KATILIMCILAR,
Değerli BASIN MENSUPLARIMIZ.
DOĞAYA, DOĞANLARA VE DOĞACAKLARA karşı kendini borçlu hissederek,
Türkiye Barolar Birliği ve Çanakkale Barosu tarafından ortaklaşa düzenlenen “KAZDAĞLARI VE SİYANÜRLÜ ALTIN MADENCİLİĞİ” konulu etkinliğimize katılan sizleri;
Çanakkale Barosu adına, Yönetim Kurulu ve Çevre Komisyonu Üyesi arkadaşlarım adına, kendi adıma sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Etkinliğimize hepiniz Hoş geldiniz.
1
DEĞERLİ KATILIMCILAR,
Bir Afrika atasözünde şöyle der:
Afrika’da her sabah bir ceylan uyanır, en hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini; yoksa öleceğini bilir.
Afrika’da her sabah bir aslan uyanır, en yavaş ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini yoksa aç kalacağını bilir.
Aslan ya da ceylan olmanızın bir önemi yoktur.
Yeter ki güneş doğduğunda koşmak zorunda olduğunuzu bilin.
Biz Avukatlar,
CEYLAN güzelliğindeki Kazdağları’nın hayatta kalması için
ASLAN gibi mücadele edeceğiz.
DEĞERLİ KATILIMCILAR,
Değil Kazdağları’nın zarar görmesi, içindeki bir dalın bile kırılmasına avukatlar olarak tahammülümüz yoktur.
Etkinliğimizin afişine dikkatinizi çekerim.
Orada topuğuna ok saplanmış bir görüntü vardır.
Troya savaşlarının en önemli figürlerinden olan Aşil, topuğundan ok ile vurulmuştur.
Vücudumuzda hiç esnemeyen, en güçlü bağ ayağımızdaki Aşil bağıdır.
İşte Kazdağlarına olan hassasiyetimiz;Aşil bağları gibi,
Oynatılamaz, esnetilemez, eğilemez, bükülemez.
DEĞERLİ KATILIMCILAR,
Biz Avukatlar,
- “TABİATA SAYGI, AKLIN VİCDANIDIR” diyen,
- Ankara’da bir İğde Ağacı kesildiği için gözyaşları döken,
- Yalova’da bir Çınar Ağacı kesilmesin diye köşkü yerinden yürüten,
ULU ÖNDER ATATÜRK’ten ilhamını alan bir mesleğin mensuplarıyız.
Biz avukatlar,
Hakkı savunan, hakkı arayan bir mesleğin mensubu olarak;
Siyanürlü Altın Madenciliğinin,
- İnsan haklarının ve çevre hakkının ihlali olduğunu söylüyoruz,
- Su kaynaklarının temizliği hakkının yok edildiğini ifade ediyoruz,
- Gıda güvenliği hakkının tehdit edildiğini vurguluyoruz,
- GÜCÜN DEĞİL, HAKKIN PEŞİNDE KOŞUYORUZ.
DEĞERLİ KATILIMCILAR,
Olmak ya da olmamakla sınanan Kazdağları bugün;
- Türkiye’nin en kesintisiz, en geniş doğal yaşam alanıdır.
-Eşsiz ormanlarıyla, endemik türleriyle, oksijeniyle; Türkiye’de birincidir.
-Tarihsel, kültürel, ekolojik ve toplumsal mirasıyla bir mücevher,
bir incidir.
-Dünyamızın en önemli ekosistemlerinden biridir.
Daha nice değerlere rağmen, birçok maden firması, toprağın ALTINA, topraktaki ALTINA göz dikmiş durumdadır.
Adeta toprağın altını üstüne getirmek istemektedirler.
3
Tonlarca siyanürün, Kazdağlarının damarlarına şırınga edilmesi;
- Yeraltı ve yerüstü sularının kirlenmesidir.
- İnsanların hastalanmasıdır.
- Toplu olarak hayvanların ölmesi, ağaçların katledilmesidir.
- Bin pınarlı İda’dan yaklaşık 2,5 milyon insanın içme-kullanma suyunun kaybedilmesidir.
- Toprak ve havanın mahvolmasıdır.
- Zehirin, hava ve suyla denizlere taşınmasıdır.
- Açılan ölüm çukurlarıyla Kazdağları’nın kevgire çevrilmesi,
KAZ dağlarının ENKAZ dağlarına dönüştürülmesidir.
Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanan siyanürlü altın madenciliğinin, Kazdağları’nda ar damarı çatlamıştır.
DEĞERLİ KATILIMCILAR,
YÖRE İNSANININ ÇIĞLIĞINA, KAZDAĞLARI’NIN FERYADINA avukatlar olarak ses veriyoruz.
Kazdağları’nın Üstünün “Altın”dan daha değerli olduğunu haykırıyor,
DOĞAYA, YENİ DOĞANLARA, DOĞACAKLARA BORÇ ÖDÜYORUZ.
Bugün bu eşsiz bölgeye duyarlılık gösterip GELECEĞE OLAN BORÇLARINI ÖDEYENLER OLARAK bugünkü etkinliğimizin gerçekleşmesine katkı sağlayan;
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Sayın Vedat Ahsen Coşar’a,
Barolar Birliğimizin Yönetim Kurulu ve Çevre Komisyonu üyelerine,
Bilgileriyle programımıza katkı verecek olan başta akademisyenler ve uzmanlar olmak üzere, yöneticilere, meslektaşlarıma, tüm katkı sunanlara
Ve siz değerli katılımcılara teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
4
DEĞERLİ KATILIMCILAR,
Sözlerimi tamamlarken;
Toprağımız ve havamız bozulmadan,
sularımız zehirlenmeden,
bölgemiz susuz kalmadan,
vakit geç olmadan haydi diyorum.
Kazdağlarını korumak hepimizin görevidir.
Onun için Görevliyiz. Onun için Görevdeyiz.
Sözlerimi bir Afrika atasözüyle başlatmıştım.
Yine bir Afrika özsözüyle bitirmek istiyorum.
Sular yükseldikçe balıklar karıncaları yer.
Sular çekildikçe de karıncalar balıkları yer.
Kimse bugünkü üstünlüğüne gücüne güvenmemeli.
Çünkü, kimin, kimi yiyeceğini, suyun med-ceziri belirler.
O halde Suyun, doğanın yanında olması temennisiyle;
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
KONUŞMANIN VİDEOSUNA AŞAĞIDAKİ İNTERNET SİTESİNDEN ULAŞABİLİRSİNİZ.
http://www.burasicanakkale.tv/kazdagi-mucadelesi/